9 Ekim 2010 Cumartesi

lise 1 öğrencisi şiirleri

aşk

gençliğin yattığı bir mezardır bazen. bazen ruhlar gençleşir buradan
kalbin göğüs kafesini açıp uçarak özgürlüğüne kavuşması
aşk bir kibritten bir kibrite can verilmesi gibi; ateş ve an
fiziksel hiçbir acıyı hissetmemektir
merhem gibi, uhu gibi bir sey. kiriklarin tedavisinde kullanilir
insanı bir anda çarpıp titreten sonra da yavaş yavaş ısıtan acaip duygu
silgidir; öncesini siler, siz dahil. kalemdir; sizi yeniden yazar
bugünü bugün yapan, yarına umut verendir
buğulu, hüzünlü, şefkatle bakan bir çift deli göze, aynı hislerle bakıp, eriyip gitmendir
aşk zamanı unutmak ve aynı zamanda her an bitebileceğini hatırlamaktır
tükenmez kalemle kendi kaderini çizmek gibidir
acı çekmenin çoğul hali
yaşaması güzel acısı ölümcül
tuhaf bir şekilde acısı en tatlı olan

aşk kendini birinde aldatmaktır
aynanın karşısına geçip onunla yapacağınız konuşmayı prova etmektir
gecenin bu saatinde sevgiliye mektup yazmaktır
dönüş bileti olmayan bir tren yolculuğudur
kaçışlarından arta kalandır.
katilin aynı zamanda maktül olduğu garip bir cinayettir
varlığı ile gıdıklayan, yokluğu ile hırpayalan şey
nerede bıraktıysanız oradadır. biraz bakının
hep uzaktan el sallar

hayalinizdeki kız çocuğunun bal rengi buklelerini okşamaktır,
duygularin mantigi bypass etme araci.
yolda kendini seke seke yururken yakalamaktir.
aşkın sınırı yoktur tıpkı evren gibi.
bir yerde başlıyıp bir yerde bitmez
kirli bir deniz gibi, içine girmesen de kıyısında dolaşmaktan asla vazgeçmiyorsun
istanbul havası gibidir,
bir bakarsın sıcaklığı ile içini ısıtır, bir bakarsın sert bir rüzgar eser için üşür.

boyun eğmektir.
boynun üstü boşaldığı için çok da kolaydır, farkında bile olmadan bir de bakmışsınız o baş artık dik değil
acemice hazırlanmış bir tuzaktır, bile bile düşülür
gün gelir en sevdiği şarkıcıdan, şarkılardan milyonlarca ışık yılı uzaklara düşürür insanı
ruhtaki kıymıktır,
batar.
dokunulmazlığı vardır, dokunsak parmaklarımız kırılır
ateşle oynayan adamların umrunda olmayan şeydir.

şairlere yardım ve yataklık etmek suçu
sorumsuz bir sorgusuzluktur
bedendeki, kalpteki izlerdir aşk
avucumuzun içinden kayıp gidendir.
yoksan ve olmadıgın yerden bakarsan yokluğu önemsemendir
varlık içinde yokluk çekmektir lan işte
her gün kan kaybedendir

kocaman bir kalbe sahip olma sartiyla, daha da kocaman bir kalbin yeni sahibi olmak
olabilecek en tatli mantiksizlik
sırtın kaşınması gibi dayanılmaz bir kaşıma isteği uyandırır, kaşıyınca kanayacağını bile bile
bir yaradır. kapanmayan bir yara, sahibini arayan bir yara
her çağın vebası.
aşk ağlatır koca koca adamları.

zaferle büyüyen bir yenilgidir
tek kişilik gerilla savaşı
tek kursun bile atilmadan, beyaz bayragi cekmektir abicim.
kendini sevmeyi bir kenara bırakıp o'nu sevmektir
tükürdüğünü yalamadan tükürdüğünü yalamaktır.

sonsuz bir yalnızlığa bedellenmektir
yeryüzünün en eski yalnızlığının adı, aşk
gittikten günler, aylar sonra yüzünün izini aynada aramaktır
yüzümdeki en derin cizgi.
an kadardır
biz hancı, o yolcu
o var diye hayat sonsuz.

saçma sapan bir hatadır bazen
ne olur geri dönme demektir bazen
feda edip, gitmeyi gerektirir bazen
ruh sattiran
arzu edilen bir felaket
o giderken gule gule ugurlamak, sonra gizli gizli aglamaktir
ağrıyan karnınızın üzerindeki sıcak eldir
agriyan kalbinizin üzerindeki kapkara gecedir.
kenarı kırık kadehten şarap içmektir

insanın insana söylediği, insanın kendine söylediği en popüler yalandır
dar alanda yanyana sus olmaktır
anlatamadıklarınızı onun anlamasıdır
"sen benimsin" değil "ben seninim"dir
kendinin de olduğu bir fotoda ilkin ona bakmaktır
yarımdır, hiç âşık olmamış insan

kaynakça: aşk başlığının 10.,20.,30.,40.,50.,60.,70. ve 80. sayfalarındaki tek satırlık tek cümlelik bazı entrylerin çok küçük değişikliklerle, uygun biçimde montajı, ekşi sözlük 2009

dizeler ne de güzel, hoşuma gitti. bu tekniğin benzeri sonu 1 ile biten, 2, 3 vb. ile biten sayfalar üzerinde de kullanılırsa epey şiir çıkacağına inancım tam.

ha bir de,

(... ... ... ... ... ... ... ... ... ...
... ... ... ... ... ... ... ... ... ...
... ... ... ... ... ... ... ... ... ...
... ... ... ... ... ... ... ... ... ...
... ... ... ...) üç noktaları kesip bir parantez içinde biriktirdim, ömür boyu olmasa da epey bir süre yetecek kadar noktam oldu, kırpıp kırpıp kullanırım artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder