9 Ekim 2010 Cumartesi

sevgilinin kötü biri olduğunun anlaşıldığı an

"ben vazgeçilebilir miyim" diye mırıldandım. egom sevgilimin masmavi gözlerinde batıp çıkıyordu. ben iyi biri miydim, o iyi biri miydi? iyilik neyle ölçülürdü? kondurduğu soğuk elveda öpücüğü külçe altın gibiydi ve dudaklarımı üşütüyordu. neden? kim? nereye?

elimi kaldırmaktan acizdim o anda. karşımdaki perinin kanatları dökülüyordu ve bir ağıdın notaları gözlerimin önünde uçuşuyordu. kötülük bu muydu, kötü biri miydi o. ayaklarımı yere sürttüm, kaldırım unufak oldu, onun peşinden koştuğum tüm yollar bir anda tabanlarımı aşındırdı. önemli değildi, henüz değildi, henüz onun kötü birisi olduğuna kendimi inandıramadığımdan ayaklarımdan ince ince akan kan önemli değildi. belki epey bira sonra kötü birisi olduğunu anlayacaktım ama şu anda o hala bir periydi.

"gitme ". ben mi konuştum, sesim niye çıkmadı. "gitme", bak yine duyamadım. o hiç duymamıştır. duysa ne olacaktı ki. o kötüydü. sus sikerim belanı, ona kötü diyemezsin. kötü birisi varsa o benim, kesin benimdir o olamaz. bak gidiyor, hayır aslında ben gidiyorum, ben kötü biriyim ben onu terk ediyorum, onu ben kahrediyorum. siktirip gideyim ben, insanlardan kaçayım, herkes benden nefret etsin.

kapağı ilk tekel e atayım ama hiç konuşmayayım. kaşımla gözümle derdimi anlatayım, tekelcizade bakkal efendi beni alkole boğsun. o bilmez mi alkolün iyi gelmediğini, daha beter ağzıma sıçabileceğini, bilir ama para kazanması lazım onun da, ne desin "her şeyin ilacı zaman " mı desin. zaman alkolsüz içilir mi bakkal amca, sek gider mi zaman, sikip attılar beni, yaraya alkol dökeyim de mikrobu ölsün. sahi kim açmıştı yarayı, o mu açmıştı, nasıl açabilir ki, ben kendi kendimi kestim herhalde.

tüm sahil şeridini kana buladım ve bir banka son nefesimi vermek üzere oturdum. yarın benim gibi birasını gazete kağıdına sardırıp buraya gelenler beni okuyacak, "katilini severken katledilen zavallının cesedini kimse bulamadı". benden haber almak istemez artık herhalde, ama öleceğimi biliyor, tahmin etmiştir. böyle bir yarayla kim yaşayabilir ki.

bir yudum aldım ve ölümüme anlam veremedim. bir şeylere inancım zayıflıyordu, kendimden vazgeçmek isterken vazgeçemiyordum sanki. niye ölüyordum ben.

bir sigara yaktm, öleceksem sigaradan öldü desinlerdi, onun öldürüğünü bilmesinler.

benim katilim niye bu kadar güzeldi. ben onun canını alabilir miydim böylesi. o aldı, hakkıdır, kalbimi sökerken elini okşuyordum.

...9-10 bira sonra...@

-alo. nasılsın... sana söyleyeceklerim var, iyi dinle beni. tamam mı. harikasın. bak şimdi, beni terk ederken...dur bir dakika tamam beni çok sevdiğini ama yapamadığımızı söylediğini biliyorum, iki dakika dinle sadece... hah, benden ayrılırken o sarılma, o son kez öpme falan var ya, onlar götüne girsin aşkım. yemezler, senin paran geçmiyor artık bu köyde. sağlam kaşar olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. yok, kıçıma tekmeyi yiyip de kaşar demediğimi çok iyi biliyorsun, kaşar olduğun için kaşar diyorum. yediğin naneyi bilmiyorum sanma, hasiktir oradan. iyi idare etmiştin, takdir ettim ama şimdi siktir ediyorum, senin de onun da ta amına koyım tamam mı canım, bir de sana inanan kendi kendimi kandıran kafamı sikeyim. neyse oldu bitti de, duygusal ayağı yapmasaydın keşke son deminde, birinci sınıf bir kaşar gibi "ben onu seçtim" deseydin ama o göt yokmuş sende. iyi hatırlanmak mı istiyordun, kıyamam canım kıyamam bebişime, yaptığın ayakları sikeyim, tasını tavrını, kalbimde bırakmaya çalıştığın intibayı sikeyim. şimdi kapatıyorum, küfür yemek istediğin zaman arayabilirsin. şu ana kadar telefonu kapatmayıp beni dinlemeni, şu anda girdiğin şoka bağlıyorum, neyse kendine iyi bak, orospu kaltak. ahahah kafiyemi sikeyim, hadi bana eyvallah. konuşmayı sökebilmek için illa 10 bira içmek mi gerekiyor amına koyım ya, oh be rahatladım, bir de işesem tam olacak...

...

not: sevgilinin kötü biri olduğunu anlama anı, @ işaretinin olduğu yere denk geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder