sigara, alkol ve uyuşturucuyu önce kabaca kıyaslayalım.
alkol-az zararlı (ya siroz, alkollüyken araba kullanırsan "ki bu yasak" trafik kazası ölümleri vs)
sigara-orta zararlı (bilmemkaç sene sonunda kanser ediyor, kalp damar hastalıkları vs)
uyuşturucu-çok zararlı (amı götü dağıtıyorsun, açıklamaya gerek görmüyorum)
devlet bunlara nasıl müdahale ediyor;
-bireyi koruma adına uyuşturucuyu yasaklıyor
-bireye fazla zararı olmadığını düşündüğünden alkol ve sigara kullanımını kısıtlıyor(kullanmayan bireylerin refahı için)
uyuşturucunun sigara ve alkolden epey farklı olduğunu görüyoruz. şimdi alkol ve sigaradaki kısıtlama ve kısıtlama nedenlerine bakalım.
alkol kullanımınında kısıtlama ve nedenleri: sokakta falan içemiyorsun. ancak bir yerde sıçana kadar içip tekrar kendini sokağa atmak serbest. demek ki bu kısıtlamanın konmasındaki sebep, vatandaşın alkollüyken kendine ya da çevresine verdiği bir zarar değil, sadece, alkol kullanmayan insanların, alkol kullanan insanlardan korkması, alenen kullanımını gördüklerinde başlayabilirler korkusuyla adeta bir sansürleme. alkol almakta olan vatandaşları, sadece aynı mekanda alkol alan diğer vatandaşların görebilmesi, diğerlerinin görememesi durumu.
sigara kullanımında kısıtlama ve nedenleri: kapalı mekanlarda içemiyorsun. dışarıda içiyorsun, dumanı uçup gidiyor ama kapalı mekanda herkes dumandan etkileniyor, yani zararı sadece bireye olmadığından diğerlerini etkileme ihtimali olan alanlarda kullanımı yasak. kısıtlamanın sebebi sağlığa zararlı oluşu oluyor.
şimdi bunlara gösterilen tepkileri inceleyelim:
uyuşturucu: toplumun kesinlikle reddetmesi istenen bir şey
sigara: zararlı olduğundan reklamı dahi yasak. ve kullanmayan insanların bundan rahatsız olma katsayısı çok yüksek. dediğimiz gibi leş gibi kokuyor, çevredeki insanlara zarar veriyor. ve tüketimi bu sebeple kısıtlandı, bu kısıtlamanın çok olumlu tepkiler alması(kullanmayanlar tarafından tabi) bunun kullanmayanlarca hiç sevilmediğini gösteriyor. sigaraya tepki gösterirken kullanılan argümanlar: sağlığına zararlı, bağımlılık yapıyor-paran gidiyor, herkesi etkiliyor.
alkol: vücuda zararı, ancak düzenli olarak her gün aşırı miktarda içenlerin yıllar sonra siroz olmasından öteye pek gitmiyor. sigara gibi her gün tüketme isteği uyandıracak kadar bağımlılık yaratacak bir şey değil. cebinde içki matarası olmadan ya da her gün ucuz şarabını içmeden yaşayamayanlar alkoliktir, alkol tüketen insanların çok küçük bir dilimidir. her gün bir kilo kuzu eti yerseniz sirozdan değil de kalp krizinden, bir kavanoz nutella yerseniz şeker hastalığından ölürsünüz zaten, kullanım bilinciyle alakalı bir şeydir bu. bu sebeple alkolün fazlasının zarar olduğunu bilen tüketici ve topluma bir zararı olmayacağını düşünen kitlenin alkole bir tepki göstermesi saçma olacaktır.
alkole tepki gösterilirken kullanılan argümanlara trafik kazası ya da alkollüyken işlenen cinayetler vs. örnek verebiliriz. trafik kazası alkolün bilinçsizce, trafiğe çıkmadan kullanımı ile alakalı olup bu zaten suçtur. alkol düşünceleri etkilediğinden cinayet, tecavüz gibi işlenen suçlarda tetikleyici olabilmektedir. ancak, alkolsüzken işlenen suçların da çok sayıda olması ya da bir suçu işleyen alkollü insanın zaten o suçu işlemeye meyilli olması(alkol almasa dahi cinayet işleyebilecek insanlar yani) bu argümanları göz ardı etmemize, alkolü ana suçlu olarak görmememize yetmektedir. siroza tekrar değinmeyeceğim.
alkol almayan kesimin en temel gerekçesi, toplumumuzda yaygın olan müslümanlığın alkolü haram kılmasıdır. bunun günah olduğunu, alkol alanların da günahkar olduğunu düşünürler. her kesim gibi, kendi gibi olmayanı yadırgama durumu bunda da söz konusu olup, alkol alanlara da hoş gözle bakmazlar. ayrıca sarhoşluk durumunda bu insanların onlara zarar verebileceğinden korkarlar. yine de toplumun önemli bir kesimi ağzıyla içtiğinden ya da polisin/barlardaki güvenlik görevlilerinin vesairenin sayesinde bu olaylar sıkça yaşanmamaktadır. eğer ki, alkol tüketenler baliciler tinerciler gibi yoğun olarak kapkaç, hırsızlık, gasp gibi suçlara yönelseydi, "alkol üretimi/tüketimi yasaklansın" diye tepki olabilirdi ama böyle bir şey de söz konusu değildir. alkole duyulabilecek tepki, "biz içmiyoruz onlar da içmesinler" mantığıdır.
alkol yasaklanırsa şeriat gelir diye bir argüman var mı: evet, kullananlar var. şeriat, bugünkü toplumun özgürlük seviyesini epey aşağılara çekecek bir rejim olmakta, pek çok insan da haklı olarak böyle bir şeyi istememektedir. bireysel özgürlüklerini korumak adına sigaraya tepki vermektedirler, çünkü sigara içen bireyler onlara zarar vermektedir. onlara zarar vermediği müddetçe diğer bireylerin sigara kullanımına karşı çıkmamaktadırlar. ancak, şeri hükümlerin olmazsa olmazı olan alkol tüketiminin suç kabul edilmesi, birey hakkı barındırmamaktadır. bu kanunlarla yönetilen ülkelerde alkolün yasak olması, bu insanlarca o ülkelere benzeme, bireysel hakları yitirme korkularını beraberinde getirmektedir. türbanın dini bir simge olması gibi, alkol tüketimini de birey özgürlüğünün simgesi olarak görebilmektedirler.
şeriat getirilmeyecekse alkol kullanımını yasaklamanın bir mantığı da yoktur, çünkü bu uyuşturucu, sigara, cinayet, tecavüz vb insanlara zarar veren bir şey değildir. bu sebeple insanların alkole tepki göstermesinin beklenmesi de saçma olacaktır.
şeriat ile alakası olmayan ülkelerde alkolün yasaklanması birey haklarına müdahale demektir, bu yerlerde "şeriat gelecek" diye bir düşünce yoktur ama toplum alkol tüketmek istediği müddetçe bunu hakkı olarak görmektedir. toplumların yapısı da buna göre şekillenmiştir elbet. türkiyede alkol kullanımına duyulan tepki, alkolün haram görülmediği toplumlar kıyaslanamayacak kadar fazladır bile.
alkole duyulan tepkinin bu etmenler haricinde bir dayanağı(sağlık, suç eğilimi vs) mevcut değildir. bu sebeple sigaraya duyulan tepki gibi alkole de tepki duyulmasını istemek saçmalıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder