it gibi hastayım, evde oturuyorum. müzik dinliyorum, hapşırıyorum mono duymaya başlıyorum, sümkürüyorum ses komple gidiyor. burnumu sildiğim tuvalet kağıtlarını çöpe atıyorum, her akaşm çöpü almaya belediye kamyon gönderiyor. kahvehane köşelerinde sabahlayan dayılar gibi öksürüyorum. ve bir yandan da winston box içiyorum.
yılbaşında sigara zammı gelecek dediler. winston soft bile içemeyen, ikram edilen marlboroları beğenmeyip reddeden ben, "belki de en güzeli böyle" diyerek 1 ocak 2010 saat sabah 4:30da bir paket gri west aldım. alışamıyorum, elim çekmecemde bulduğum, fi tarihinde koyup unuttuğum bir paket winston boxa gidiyor. açmıyorum, weste alışmam lazım diyorum.
ertesi gün ailemin kalanı eve geliyor. babam, yılbaşından önce bir karton winston box almış bana. annemin babamın yanında sigara içmiyorum hala. emekli baba tekel 2000in kral olduğu zamanlar ondan içerdi. sonra winston vesaire içti. şimdi emekli, üç kuruş nereden kıssam diye düşünüyor, bu yüzden yıllardır viceroy içiyorlar annemle. annem kartonu getirip veriyor, "babandan hediye, daha iyi zehirlenesin diye ben getirdim ellerimle" diyor buruk bir gülümsemeyle. sonra "kaç para bu?" diyor "bizimkisi 3 küsur, seninkisi 3 kaç?" yok diyorum benimkisi 4 küsur. yüzü buruşuyor gidiyor.
yılbaşında zam olacak dediler. ya sarma sigaraya geçeceğiz, ya da winston aldık mı günde bir kaç tane puro içer gibi ağır ağır içeceğiz. elim gri weste gitmiyor, winston box açıyorum, şarap gibi kokusunu çekiyorum, bir tane yakıyorum. öksüre öksüre içiyorum.
günlerdir zam haberini bekliyorum, evde adeta korkuyu bekliyorum. bağımlılık bu olsa gerek.
beş lira olmuş, bir kaç güne daha da zam bindirmezse jti, bundan sonra sigara alırken beş-on kuruşlardan oluşan para üstü almayacağım. en azından bir süreliğine.
karton bana bakıyor, ben kartona bakıyorum. west kutusunu çekmecenin dibine, sigarasız kalabileceğim bir geceye saklıyorum ve winston box içiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder